Aşağıdaki bağlantı üzerinden makaleye ulaşabilirsiniz.

Bediüzzaman Said Nursî’nin zaruret anlayışı – Prof. Dr. Ali Bakkal

 

 

Özet

Dinde haramın mubah kılınmasını, farz ve vacib olan hükümlerin de
kaldırılmasını veya eda zamanını geciktirilmesini gerektiren anormal durumlara
zaruret hali denir. Maksat ve maslahatlar çatışmasında bir üst maksat ve maslahatı
korumak için zaruret hükümlerinin geçerliliği normal karşılanır. Temeli
Kur’an’da yer alan Zaruret prensibini Bediüzzaman da mâkul karşılamış, ancak
Eski Said dönemi ile Yeni Said döneminde bu prensibin kullanılması konusunda
farklı yaklaşımlar sergilemiştir. Bu çalışmada Bediüzzaman’ın zaruret anlayışı
ele alınmaktadır.
Anahtar Kelimeler
Zaruret, ruhsat, azimet, ehvenişer

 

 

 

Abstract

The abnormal situations like making unlawful permissible in religion,
removal of Farz and Vajib or delaying to do is called the “state of necessity”. In
the conflict of goal and business matter, to preserve the top goal and business
matter, the validity of the rules of the “state of necessity” can be regarded as
normal. Beduzzaman meet the “state of necessity” as acceptable as it is found
in the Quran, however, the old Said and the new Said used this principle in a
differential approach. In this work, Bediuzzaman’s concept of “state of necessity”
is discussed.
Key words
absolute necessity, permission, obey Allah totally, the lesser of two evils

Dinde haramların mubah kılınması gibi anormal durumlar,
Farz ve Vacib’in kaldırılmasına veya yapılmasının geciktirilmesine “zorunluluk hali” denir. İçinde
En üst hedefi ve işi korumak için hedef ve iş meselesinin çatışması
Bu konuda “zorunluluk hali” kurallarının geçerliliği şu şekilde kabul edilebilir:
normal. Bedüzzaman “zaruret hali”ni bulunduğu şekliyle makbul olarak karşılıyor
Ancak Kur’an’da eski Said ve yeni Said bu prensibi farklı bir şekilde kullanmışlardır.
diferansiyel yaklaşım. Bu çalışmada Bediüzzaman’ın “zorunluluk hali” kavramı ele alınmaktadır.
tartışıldı.
Anahtar kelimeler
Mutlak zaruret, izin, Allah’a tam itaat, iki kötülükten azı