17. RİSALE-İ NUR KONGRESİ

TOPLUMUN TEMELİ AİLE

MASA ÇALIŞMALARI DEKLARASYONLARI

27-28.04.2024 – ANKARA

Bu deklarasyonlar, Risale-i Nur Enstitüsü tarafından tertip edilen Topumun Temeli Aile konulu masa çalışmalarında, oturumlar sırasında açıklanan ve genel kabul gören kanaatleri bildirmekte olup toplantı yöneticileri ve sekreterleri tarafından toplantılar sırasında alınan notlar üzerinde çalışılarak hazırlanmıştır.

 

1.MASA

Aile Kavramı ve Birliği

Katılımcılar: Prof. Dr. Sedat KOÇAK (Moderatör), Av. Hakan ÖZLEN (Sekreter), Prof. Dr. Abdullah ADIGÜZEL, Prof. Dr. Hüseyin KURT, Prof. Dr. Bekir AKTAŞ, Prof. Dr. Ömer ÖNBAŞ, Prof. Dr. Ahmet BATTAL, Dr. Alper YILMAZOĞLU, Dr. Öğretim Üyesi Ömer ERGÜN, Öğretim Görevlisi Dr. Salih AYTEMUR, Eğt. Bülent ADİL, Av. Uğur Suphi ÇÖREKÇİ, Eğt. Fahri UTKAN, Dr. Av. Ali BENGİ, Muhammed Yusuf ADIYAMAN

1- İnsanın maddi vücudu gibi manevi varlığının tekamülü de hücreden başlar ve peygamberimizin hücre-i saadetinin şubesi olan ailede imanla tekamül eder.

2- Aile Rahim ve Cemil ismine mazhardır ve cennetlik bir müessesedir.

3- Ailenin hukuku yüzyıllık menfi tecrübenin de katkısı ile yeniden yazılmalıdır. Ailede en yüksek hukuk ana babanın hürmet hakkıdır. Bu sebeple evladın ana babaya karşı dava hakkı yoktur.

4- Müminin ailesi samimi bir dua şirketidir. Bu şirketin temel sermayesi hak değil fedakarlıktır. Tatlı, nurani bir havuzu kazanmak için bir buz parçası hükmündeki benliği aile havuzuna atıp eritmek gerekir ki duadan hakiki pay alınabilsin.

5- Aile içi akran eğitimi en önemli eğitim formatıdır. Bunun için ailede kardeşler ve kuzenler gereklidir. Zaten bir ana babanın evladına bırakabileceği en iyi miras geniş ailedir ve bol kardeştir.

6- Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları sözleşmesinin 7. maddesine göre “Her çocuğun mümkün olduğu kadar ana babasını bilme hakkı vardır.” Bu Kural zinayı yasaklamayı gerektirir.

7- Basit sebepler ile boşanmak Bediüzzaman’ın tabiriyle “Haysiyet-i islamiye ve şeref-i milliyemize yakışmaz.”. Boşanmanın kanuni sebepleri bu bakışla yeniden düzenlenmelidir.

8- Aile birey için moral ve güven kaynağı, duygusal sığınak ve bireyi bağrına basan mükemmel bir terapi merkezidir.

9- Aile, küçük ama geniş bir şahs-ı manevidir.

10- Aile fıtridir, çelik çekirdektir ve para ile asla satın alınamayan en önemli değerdir.

11- Her sosyal yapı gibi aile içinde disiplin amiri anlamında bir reis gereklidir. Fıtri reis erkektir. Ancak disiplin amiri anlamındaki “kavvam” haddi aşmaktan ve kuvveti ile zulmetmekten çekinmelidir. Bunun da yolu adalet, hakkaniyet, vicdan ve iman eğitimidir.

12- Aile içi rol dağılımında zamanın hükmü de nazara alınmalı ancak fıtri olan terk edilmemelidir.

13- Her şey çift olarak yaratılmıştır. Hilkat şeceresinin büyüyen bir dalı ve meyvesi olan evlilik kainatın yaratılış gayesine uygundur.

14- Aile kişinin uygulamalı eğitim yuvası ve üniversitesidir.

15- Devlet politikaları ve eğitim müfredatlarında toplumun temelini oluşturan aile müessesinin önemi yeni nesillere öğretilmelidir.

16- Merhamet ailede fertlerin birbirine ihsanla, insafla, iyilikle ve şefkatle muamele etme eylemidir.

17- İnsanın en fazla ihtiyacını tatmin eden, kalbine mukabil bir kalbin mevcut bulunmasıdır. Dünyada insanların tam ünsiyeti, ancak refik ve refikasıyla olur.

18- İstanbul sözleşmesi uluslar arası toplumun kadın ve ev halkının korunması ihtiyacı neticesinde oluşmuş bir sözleşme olup sözleşmeye  bağlanma ve sözleşmeden çıkma süreci yeterli tartışma müzakeresi olmadan yürütülmüştür.

19- Ailelerin huzurlu ve sağlıklı olabilmesi için, ailenin sağlam temeller üzerine kurulması gerekir. Hz. Peygamber’in aile hayatı bu açıdan son derece hayati prensipler ortaya koymuştur.

20- Gönüllü Kültür Kuruluşlarının önde gelen amaç ve faaliyetlerinin temel konusu “AİLE” olmalıdır.

21- Aile bireyleri karşılıklı emniyet, huzur ve sadakate muhtaç olup, herbir sıkıntıyı sabır, şükür ve müspet hareketle çözmeye mecburdur.

22- Kur’an’ın “Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olursa, onlara sakın ‘Öf’ bile deme, onları azarlama; onlara güzel söz söyle” ayeti ana-baba hukukunu vurgulaması, ailenin menfaat ve cidal merkezli değil, fazilet ve tesanüd temelli anlayış ile şekillenmesi için ilahi bir emirdir.

 

2. MASA

Aile ve Eğitim

Katılımcılar: Prof. Dr. Hüseyin UZUN (Moderatör), Eğt.- Yazar Sebahattin YAŞAR (Sekreter) Prof. Dr. Abdurrahman KILIÇ, Prof. Dr. Süleyman YILMAZ, Prof. Dr. Mahmut KAPLAN, Prof. Dr. İlyas ÜZÜM, Dr. Öğretim Üyesi Yusuf Emre YEŞİLYURT, Öğr. Gör. Ahmet SÖZERİ, Eğt. – Yazar Abdülbaki ÇİMİÇ, Yazar Caner KUT, Eğt.- Yazar İbrahim ERSOYLU, Eğt.-Yazar İslam YAŞAR, Y. Müh Süleyman DEMİR, Muhammed Emin SİNOĞLU, Sabahaddin ÇİFTKAYA

1- Aile, temeli cennette atılmış birlikte öğrenmenin ve yaşamanın gerçekleştiği bir hayat okuludur.

2- Bediüzzaman, “İnsanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun validesidir” der ve çocukluğunda şefkat ve merhamet dersini validesinden; hikmet, intizam ve nizam derslerini de babasından aldığını söyleyerek ebeveynin ailedeki eğitici rollerine dikkatleri çeker.

3- Demokratik bir aile ortamı, aile bireylerinin kabiliyetlerinin ortaya çıkmasına ve gelişmesine katkı sağlar.

4- Ailede her birey özeldir. Aile içindeki fertlerden birisinin farklı düşünceler veya inançlar içerisinde olduğu durumları, ebeveynler zorlamayla, hakaretle değil; iknayla, sevgiyle, anlayışla, duayla, sabırla karşılamalıdır. Akla kapı açılmalı, irade elden alınmamalıdır. Ebeveyler, aile içi sorumluluklarının farkında olarak tebliğ vazifelerini yapmalıdırlar.

5- Aile içinde çocuklarla geçen zamanlar, elmas değerindedir. Ebeveynin çocuklarla ilgilenmesi, sohbet etmesi, manevi dersler telkin etmesi, ahlaki ve etik değerlerden bahsetmesi aile içi geçirilen en güzel zaman dilimleridir. Bediüzzaman, ailede çocuklarla geçen masumane sohbetleri, yüz sinemadan daha zevkli ve neşeli görür.

6- Ailenin manevi eğitiminde en önemli bir kaynak, Risale-i Nur’dur. Bediüzzaman’ın, “hanenizi küçük bir Medrese-i Nuriyeye çeviriniz” çağrısı dikkate alınarak ailede Kur’ani, imani, ahlaki ve insani değerlerin yaşanmasını sağlayan Risale-i Nurlarla meşgul olunmalı ve evler manevi eğitim yuvasına dönüştürülmelidir.

7- Aile içinde istişare kültürü geliştirilmelidir. Bu sayede her birey düşüncesini serbestçe ifade etmeli ve ailenin ortak kararı uygulanmalıdır.

8- Kadın, çocuk, yaşlı, hasta demeden insanların katledildiği ve aile bütünlüğünün bozulduğu, eğitim ve sağlık hizmetlerinin durduğu; Gazze’ye huzur, güven ve barış gelmesini istiyoruz. Bu soykırım ve katliam sebebiyle, İsrail’i nefretle ve şiddetle lanetliyor, ‘zalimler için yaşasın cehennem’ diyoruz. Bu zulme rıza gösterenleri, ticaret yapanları, her türlü maddi ve manevi destek sağlayanları da kınıyoruz.

9- Aileler, hür düşünmeye, bilimsel gelişmeye, toplumsal bütünleşme ve kardeşliğe hizmet eden fen ve din ilimlerinin beraberce okutulduğu bir eğitim modelini, ilgili kurumlardan talep etmelidirler.

10- Çocuklarımızı madde kullanmaya özendiren ve suç işlemeye iten psikolojik ve sosyal sebeplerin önlenmesi için aileye yönelik eğitim programları düzenlenmelidir.

11- Aile bireyleri, dijital teknolojiyi bilinçli ve eğitimli bir şekilde kullanmalıdır. Teknolojik bağımlılık yapacak kullanımlardan ve aile mahremiyetine zarar verecek paylaşımlardan uzak durulmalıdır.

 

3. MASA

Aile ve Medya

Katımıcılar: Prof. Dr. Şevki ADEM, (Moderatör), Arş. Yazar Mustafa AKÇA, (Sekreter), Prof. Dr. Etem KÖKLÜKAYA, Doç. Dr. Kenan TAŞTAN, Dr. Öğr. Üyesi Server FIRAT, Yazar Ali FERŞADOĞLU, Eğt. Ahmet DURSUN, Eğt. Melih Can DAŞDELEN, Eğt. Saadettin ÖNAL, Sosyolog Müfid YÜKSEL, Yazar Mehmet Yusuf AKBAŞ, Mehmet Emre BARAN, Ekrem DONBALOĞLU

1- İnsanlığın en eski, en tabii, en kudsî müessesesi, en sağlam ve en emin sığınağı olan aile hayatı, menfi/olumsuz içerikli medyanın tehdidi altındadır.

2- Modern dünyanın ayrılmaz bir parçası haline gelen, aile hayatımız üzerinde derin bir etkiye sahip olan dijital medyanın olumlu yönlerinden yararlanırken olumsuz etkilerine karşı aileler bilinçli ve duyarlı olmalıdır.

3- Bilinçli ve sağlıklı dijital medya içerikleri, çocuklarımızın ve gençlerimizin gelişimine katkı sağlar. Bu nedenle eğitici, bilgilendirici, kaliteli, cezbedici ve değerlerimize uygun içerikler üretilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.

4- İslâm’ın sevgi, fıtrat ve şefkat odaklı aile modeli, medya üzerinden aile kurumunda meydana getirilen küresel tahribata karşı temel bir güvencedir.

5- Post-modernliğin getirdiği ve teknolojik imkanların gelişim süreci ile de paralellik gösteren bireyselleşme, toplumsal çevre ve aileden uzaklaşma; sanal âlem ile bütünleşen, yalnızlaşma ve ‘kendine tapınmacılığı’ doğurmuştur. “Sanal-bireysel özgüvenin ve kâinatta yalnızlaşmanın”, İman’ın gereği olan ‘’havf ile recânın’’ yerini alarak, sonuçta Nihilizm’e kapı açan tüm bu faktörlerle genç kuşakları, sanal âlemin yaldızlı büyüsüne aldanarak hakiki/kalıcı bilgiye, bilgeliğe algılarını kapatıp, İman’ı tehdit eden ontolojik bir çıkmaza sürüklemiştir.

6- Post-modern bireyselleşmeyle zirve yapan “ben/self” merkezlilik; genç kuşaklarda, bireyi, toplum ve aile içerisinde iyice yalnızlaştırmakta ve sosyal iletişim yeteneklerini kısıtlamaktadır. Ebeveynler, hem aile içinde hem de aile dışında fiziksel, sosyal, sanatsal aktiviteler için çocuklarını yönlendirmelidir.

7- Aile içinde teknoloji kullanımı, aile büyüklerinin davranışlarına bağlı olarak şekillenir. Bu nedenle ebeveynler, çocuklarına dijital medya kullanımında örnek olmalıdır.

8- Bediüzzaman Said Nursi’nin Müslüman’ın tahassungahı ve bir nevi cenneti olarak tanımladığı aile hayatını tehdit eden post modern yaklaşımlar, medya yoluyla aile bireylerini sefahate teşvik etmekte ve aileyi temelinden sarsmaktadır. Bu tehlikeye karşı dini terbiyeyi ihtiva eden dijital içeriklerin üretilmesi öncelikli gündemimiz olmalıdır.

9- Medya üzerinden hürriyetin yanlış bir şekilde yönlendirilerek başkalarının hürriyetini kısıtlayacak boyutlarda sınırsız bir hürriyet anlayışının teşvik edilmesi, insanlığı tehdit etmektedir. “İnsanlar hür oldular ama yine abdullahtırlar.’’

10- Bediüzzaman’ın Allah’ın beşere ihsan ve ikramı olarak gördüğü radyo gibi teknolojik gelişmelerle birlikte diğer medya imkanları Allah’ın isim ve sıfatlarının tecelligahı olarak görülmeli ve hayırda kullanılmalıdır.

11- Eğitim sisteminde, medya okuryazarlığını geliştirecek uygulamalar yer almalı ve sanal ortamdan gelen tehlikelere karşı rehberlik hizmeti verilmelidir.

 

4. MASA

Aile ve Ekonomi

Katılımcılar: Prof. Dr. Fikret YÜKSELTEN, (Moderatör), Dr. Öğr. Üyesi M. Said Bayraklılar, (Sekreter), Prof. Dr. Aziz KUTLAR, Prof. Dr. Hasan BAL, Prof. Dr. Mehmet TİKİCİ, Doç. Dr. Hakan Murat ASLAN, Doç. Dr. H.İbrahim ŞENGÜN, Av. Erdoğan ÇELEBİ, Dr. Ümit ACAR, Doç. Dr İlhan CEVHERİ, Mehmet Can DAĞ, Seyfullah GÜMÜŞTEKİN, Fatih BATUR

1- İsraf, aile efradını zor duruma sokar ve borçlanmak zorunda bırakır. Borç insanın hürriyetini kısıtlar, hakkın savunulmasına, doğrunun söylenilmesine ve âdil davranılmasına engel olur.

2- Modern iktisat ilminin dikta ettiği gibi kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsız değil. Bilakis Rabbimizin nimetleri sınırsız insanın asli ihtiyaçları ise sınırlıdır.

3- Zevce, anne ve ev hanımı rollerini üstlenen şefkat kahramanlarının aile ekonomisine yaptığı katkıya paha biçilemez.

4- Aile hayatında iktisat ve kanaat eden sünneti seniyeyeye ve hikmet-i İlahiyeye tevfik-i hareket etmiş olur.

5- Sosyal bir varlık olan insan, aile kurmaya muhtaçtır. Ailenin ihtiyaçlarını karşılamakla mükellef olan aile reisi aile ekonomisini iktisat ve kanaatle yönetmek zorundadır.

6- Kadın, fıtri vazifelerini ihmal etmeksizin meşru dairede çalışabilir.

7- Ailede huzur ve sevginin anahtarı helal kazanıp meşru dairede harcamaktır.

8- Aile ekonomisi ile ilgili konularda kararlar meşveret ile alınmalı ve çocuklar bu meşveretlere dâhil edilmelidir.

9- Gelirlerimizi ailemizi fakirleştirecek harcamalar yerine zenginleştirecek yatırımlara ayırmalıyız.

10- Aile, toplumun temel yapı taşı olması hasebiyle ekonomik, sosyal, psikolojik ve kültürel yönleri ile toplumsal refahın belirleyicisi konumundadır.

 

5. MASA

Aile ve Toplum

Katılımcılar: Dr. Mustafa USTA (Moderatör), Eğt. Metin ŞENCAN (Sekreter), Prof. Dr. Sacid ADALI, Doç. Dr. VEYSEL KASAR, Doç. Dr. Osman ÖZKUL, Dr. Ahmet Küçük, Dr. Aytekin COŞKUN, Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Mazhar YILDIZ, Av. İbrahim AKTAŞÇI, Hukukçu Mustafa GÖKAY, Araştırmacı Mevlüt YILMAZ, Eğt. Muttalip ASLAN, Arif Said ÖZCAN, Yusuf ADEM

1- Aile fertlerinin huzur ve saadeti; başta adalet, şefkat, hürmet ve merhamet duygularına bağlı kalmakla elde edilir.

2- İslamiyet, kadını hürmete layık bir konuma getirmiş ve bir meta haline gelmesini engelleyerek toplum içindeki saygınlığını muhafaza etmiştir.

3- Toplumsal düzende kadınlık ve erkeklik algısı fıtrî ve biyolojik yapı dikkate alınarak inşa edilmelidir. Çünkü kadın ve erkek farkı rahmettir ve her biri kendi farkı nispetinde değerlidir.

4- Çağımızda özgürlük adı altında egoizm ve cinsiyet duyguları kışkırtılarak kadın ve erkek arasında çatışma çıkarılıp aile bütünlüğü bozulmaktadır.

5- Günümüzün “toplumsal cinsiyet eşitliği” algısı, anne baba rollerini bozmakta, sadakati zedelemekte, kadının iş yükünü artırmakta ve ailenin çocuk eğitimindeki rolünü aksatmaktadır.

6- Çocukların suça sürüklenmesindeki başlıca sebepler; aile içi çatışma, boşanma ve çocukların maddî-manevî ihtiyaçlarının karşılanamamasıdır.

7- Aile içerisinde ahlakî değerlerin bozulması toplumun ve devlet sisteminin bozulması demektir. Toplumun tüm fertlerini kucaklayan, muktesid (ifrat ve tefritten uzak) siyasî anlayışın inşa edilmesi; istişare kültürüne önem veren, ahlakî ve dinî değerlerin hâkim olduğu bir aile yuvasında yetişmekle mümkündür.

8- Aile içi meselelerin meşveretle karara bağlanması, demokratik toplum bilincinin oluşmasını ve gelişmesini sağlar.

9- Toplumda kişilerin eğitim seviyelerinin yükseltilmesi ana hedeftir. Ancak köklü gelenek-görenek ve adab-ı muaşeretin ihmal edilmesi, toplumsal kaynaşma ve dayanışmayı engeller.

10- Aile bir değer aktarım aracı olduğu için empati, şeffaflık, hakperestlik, zerafet, muhabbet, sanat duygusu ve görgü sahibi olmak gibi değerler temelde ailede kazanılır.

11- Aile kurumu, aşırı tüketim ve doyumsuzluğa dayalı piyasa ekonomisi şartlarına özendirildiği için toplumun temeli olma vasfını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır.

 

6. MASA

Aile, Dinamikler, Tuzaklar ve Ebeveynler

Katılımcılar: Yasemin GÜLEÇYÜZ (Moderatör), Dolunay COŞKUN (Moderatör), Kübra ÖRNEK (Moderatör), Ravza KAYIŞOĞLU (Sekreter), Şükran Gül DURUM (Sekreter), Büşra YETİM (Sekreter), Ayşenur ÖZKAN, Gülnur TERCAN, Serpil ÖĞÜT, Emine KOSTAK, Nurenda COŞKUN, Ümran KÜÇÜKÜNLÜ, Fatma Aydın DEMİR, Nurkan TEZER, Yasemin YAŞAR, Halide KEÇELİ, Nurseda YAŞAR, Zeynep Özbey AKSOY, Züleyha KABA

1- Ailenin ve toplumun saadeti, çekirdek hükmünde olan aile bireylerinin terakkisine bağlıdır. Eşler ancak birbirinin noksanını ikmal, ihtiyacına yardım, vazifesine muavenet etmekle saadet-i dareyne vasıl olabilirler.

2- Risale-i Nur’un geniş dairede içtimai hayatı düzenleyen düsturları, dar dairede aile hayatını manevi bir cennete ve tahassungaha çevirir.

3- Kadınlar açısından ebedi hayat arkadaşlığını bozacak şey tesettürsüzlük, erkekler açısından ebedi hayat arkadaşlığını bozacak şey tahakkümdür.

4- Aile hayatının hayatı ve saadeti, hakiki hürmet ve samimi merhamet iledir.

5- Hırsla istemenin doğurduğu zaruret zannının çaresi; mutmain bir kalp, muktesit bir yaşam ve hesaba çekileceğinin bilincinde olmaktır.

6- Kadın ve erkeğin fıtratlarında, vazifelerinde, rollerindeki her bozulma kendi dengelerini bozduğu gibi ailenin de dengesini bozmaktadır.

7- Kur’an medeniyetine yakışır bir nesil yetiştirebilmenin yolu, hürriyet-i şer’iye ile sefih medeniyetin sınır tanımayan hürriyet anlayışına karşı mücadele etmektir.

8- Ebeveynlerin dinin özüne aykırı gelenek ve göreneği din gibi lanse etmesi, dine mesafeli çocuklar yetiştirme tehlikesini doğurur.

9- İhlasla kulluğunu yapan ebeveynin, hüsn-ü misal olması yönüyle evlat üzerindeki nasihatinin tesiri artar.

10- Her bir çocuğun evlat olma vasfından önce Cenab-ı Hakk’ın farklı esmalarına ayinelik eden bir kul olduğu bilinci, ebeveynin çocuğu doğru keşfetmesini ve onun problemlerine uygun çözümler üretmesini sağlar.

11- Çocukların maddi ve manevi terakki için ihtiyaç duydukları şey, merhamet ve şefkat çerçevesindeki İslami telkin ve terbiyedir.